Yeni nesil sorular diye kavram sistemimizin göbeğine oturalı daha birkaç yıl oldu. 2017 Örnek TYT ile matematik tepeden tırnağa değişti. Başta direnen çok olsa da, ÖSYM geri adım atmadığı için yeni gerçeği kabullenmek zorunda kaldılar. Soruların zorluk seviyesi aşağı çekildi ama her soru bir tasarımla sorulduğu için öğrencinin analitik düşünme becerisi ön plana çıktı.
Yeni tarz sorulara tamamen
geçilmesinin en önemli sebebi öğrencinin yükünü azaltmaktı. Öğrencinin sırtında
yaklaşık 50 yıldır devam eden üniversite giriş sınavlarının oluşturduğu bir
soru külliyatı vardı. Öğrenci soru kalıplarını öğrenmek hatta ezberlemek
zorunda kalıyordu. Çünkü çıkacak sorular, çıkmış sorularla aynı formattaydı ve
başarılı olmanın yolu buydu. Bu durumda öğrenciyi
bu yükten kurtarmanın tek yolu eski soru formatından tamamen kurtulmaktı.
Diğer sebebi ise eski soru formatının,
konuların detay noktalarına odaklanıyor olmasıydı. Fakat konunun mantığına girilmiyor,
konunun amacı göz ardı ediliyordu. Öğrencinin “Hocam bunlar ne işimize yarayacak?”
sorusunun kaynağı tam olarak buydu.
Ülkemizde lise eğitim sistemimizi
YKS belirler. Sınav formatı ne ise tüm kurumlar buna ister istemez ayak uydurmak
zorunda kalır. Devlet okulları, özel okullar, özel kurslar ve yayıncılar. Hepsi
bu formata uymak zorunda kaldılar.
Eğitim politikasını üretenlerin
bundan elde etmeye çalıştığı bir sonuç daha vardı. Öğrenciyi yükten kurtarmak
suretiyle dershanelere olan ihtiyacı ortadan kaldırmak. Dershanelerin kapatılması
hamlesiyle eşzamanlı yapılan bu köklü değişiklikler, ikinci amaca ulaşamadı. Çünkü
yeni sistemde de öğrencinin kaliteli ve nitelikli derse ihtiyacı olduğu görmezden gelinmişti.
Geldiğimiz durum itibariyle öğrenci seçme işleminin çok daha sağlıklı yapıldığı kesin. Ezberci öğrenci değil, işin mantığına hakim, konuyu analitik değerlendirebilen öğrenciler seçilebiliyor. Ama bu beceriyi kazanabilmek için kaliteli eğitimcilere eskisinden daha çok ihtiyaç oluyor.
Selçuk KOCAOĞLU